ANA KEFALDEN DERSLER
Kefalin kurnazlığını,tutmanın
zorluğunu tüm balıkçılar bilir. Bir gün
ana kefal, yavrularını toplamış, düşmanlarından
ve avcılardan nasıl korunmaları gerektiğine dair
nasihat veriyormuş:
(Sn.Sıtkı ÜNER'in 1972 basımlı
Balık Avcılığı Ve Yemekleri kitabından
alıntıdır.)
|
|
YAYIN YÜZÜNDEN CİNSİYET DEĞİŞTİREN ÇOCUK
Adamın biri Taksim'de
karşılaştığı bir homoseksüelle birlikte olmuş.
Malum iş tamamlandıktan sonra keyif sigaralarını
yakarken, adet olduğu üzere,
|
|
KAYIP KOYUNLAR
Terkos gölünü bilen bilir.
Eski göldür ve çok büyük balıkları vardır.
Oralarda bir köyün çobanı, sürüyü otlatmak için
her gün karşı kıyıya geçmek zorunda kalıyormuş.
Yazın sular çekildiğinde, sabahları suyun boyun
yapan bir yerinden sürüyü karşı kıyıya
geçiriyor, akşamda köye geri getiriyormuş. Bir
ara sürüyü evlere dağıttıktan sonra her gün
hayvan sahiplerinden, bir hayvanlarının eksik
olduğu şikayeti gelmeye başlamış. Çobanın
çaldığını düşünüyorlar, gariban çobanda ne
yapacağını bilemiyormuş. Köylüler, çobanı takip
etmeye başlamış. Çoban, akşama kadar otlattıktan
sonra peşi sıra gelen sürüyü gölden geçirirken,
köylüler dehşetle sürünün içinde bir kargaşanın
olduğunu, suyun içinden büyük bir karartının
geldiğini ve koyunlardan birini suyun içine
çektiğini görmüş. Tüm köylü panik içinde bir
çare düşünmüşler, ihtiyarlara danışmışlar. Sonra
bir plan yapmışlar. Köyün nalbantında çok büyük
kancalar yaptırmışlar, çelik elektrik tellerini
misina gibi kullanıp, güçlü bir traktöre
bağlamışlar. Kancayı baba bir keçinin yanına
tellerle sarmışlar,akşam aynı saatlerde suya
salıp beklemeye başlamışlar.
|
|
BOYNUZ Bir aralar çalıştığım Sakarya/Pamukova ilçesinde Balıkçı Kasım bir sabah traktörle tarlaya giderken, Sakarya nehri üzerindeki eski taş köprüden geçiyormuş. Tam köprünün üzerindeyken nehirden su şıpırtıları duymuş. Traktörü durdurmuş, sazan veya yayın balıklarının oynaştığını zannederek su kenarlarını araştırmaya başlamış. Tam köprünün ayaklarının altında kocaman bir karaltı gözüne çarpmış. Arkadaşıyla beraber apar topar aşağıya koşmuşlar. Su kıyısına geldiklerinde 2-3 m.lik kocaman bir balığın debelendiğini görmüşler. Balık bizimkileri görmekten çok, kafasını sallaya sallaya çırpınıyormuş. Bakmışlar ki balığı kıyıya çekmenin imkanı yok, tarlaya gittikleri için traktöre koşup, çapaları almışlar, ancak çapa yardımı ile balığı kıyıya kadar sürükleyip, kenara taşımışlar. Balığı öldürdükten sonra, balığın ağzını kapatamadığını fark etmişler. Kesip açtıklarında boğazında kocaman bir öküz kafası takıldığını, onu çıkartabilmek için çırpındığını anlamışlar. Nehrin biraz yukarısında ki mezbahadan atılan bir öküzün kafasını yutan yayın balığı, boynuzları hiç hesap edememiş olacak ki, boğazına batarak ölümüne sebep olmuştu. DALGIÇ Sakarya’da yazın sular iyice çekilir, sığlaşır. Bunu fırsat bilen gençler ve çocuklar sıcak havalarda suya çimmeye girerler. Ama Sakarya bu, her sene boğulma olayları yaşanır. Yine bir yaz, Sakarya’ya serinlemek maksadıyla giren bir genç boğulmuş. Gündüz o kadar aramalrına rağmen cesedi bulamamışlar. Gece Gemlik’te ki dalgıçlara haber verilmiş. Ertesi sabah orta yaşlı bir dalgıç çalışmalara başlamış. Nehrin altını üstüne getiren dalgıç, iyice derinlere doğru girmeye başlamış. Kıyıda halk merakla çalışmaları seyrederken, dalgıç panik içinde suyun üstüne çıkmış, gözleri faltaşı gibi açılmış vaziyette, dili peltek peltek bağırmaya çalışıyor, bir eliyle aşağıyı gösterirken, diğer eliyle otları çeke çeke dışarı sürünmeye çalışıyormuş. Apar topar kıyıya çıkarmışlar adamı, uzun bir süre kendine gelememiş. Neden sonra “Suyun içinde bir canavar var, suyun içinde bir canavar var!” diye bağırmaya başlamış. Biraz anlattırınca, dalgıcın ora yerlilerince bilinen, Station Renault tavanından büyük, 500 Kg.dan ağır, kaz ve ördekleri yutan, 2 traktör remorkundan uzunca o bölgeyi yatak yapmış meşhur yayın balığını gördüğünü anlamışlar. WİKİPEDİA’DAN ALINTILAR http://tr.wikipedia.org/wiki/Bayağı_yayın_balığı 1985 yılında iki Yugoslav balıkçı, Tuna Nehrinde balığa çıkarlar. Oltalarına takılan dev yayın balığı onları tekneleri ile birlikte Tuna nehrinin akıntısına karşı 20 kilometre çeker. Nihayet yorulan balığı bir traktörün yardımıyla karaya çekerler; balık 3,5 metre boyunda ve 300 kilo ağırlığındadır. Orta Çağdan kalma belgelere göre, yayın balıklarının suya giren küçük çocukları yedikleri olmuştur. KANITLANMIŞ EFSANELER 2003 senesinde Almanya'da yaşlı bir kadının köpeği serinlemek için suya girdiğinde, suyun yüzeyinde büyük bir ağız belirir ve köpek bu ağzın içinde kaybolur. Haber Almanya'da bütün gazetelerde ve televizyonlarda yer alır. Alman medyası bu yayın balığına Yakob adını verir. Rusyada görev yapmış birinin aktardığına göre bu zamama yakalanan en büyük yayın balığı bir rus köylüsü tarafından ağ ile yakalanmış ve traktör yardımı ile karaya çıkarılabilmiştir. Boyu 5.19 mt., ağırlığı 321 kg.dır. |