R

RADANSA : Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme
RADAR : (kısaltma) (RAdio Detection And Ranging) Radyo sinyallerinin yansımasına dayanan prensiple çalışan ve seyir halinde etrafta bulunan nesnelerin uzaklığı ve hareket yönü hakkında görüş mesafesinin çok az olduğu koşullarda da bilgi veren alet. 
RANDA : Bir yelkenli geminin en geride bulunan yan yelkeni.
RANZA : Gemilerde kamaralarda yatak sermek için sabit veya hareketli olarak yapılmış sedirler
RAPALA : Norveç'te imal edilen yapay balıkların markası.
RASADİ TAN : Güneşin, ufkun 10 derece altında bulunması hali. 
RASPA : Kabaran boyaları veya paslı yerleri kazıyıp temizlemek için bir uçları kıvrık L şeklindeki çekiç gibi çelik aletler. 
RASPA ETMEK : Bir geminin paslanmış aksamının pasının çıkarılarak ve üzerinde pas bırakmamak üzere temizlenmesi
REFLEKTÖR : Işığı veya ısıyı yansıtan araç
REGATA : Bir çeşit yarış teknesi; yelkenli, kürekli veya motorlu olabilir. 
REİS : Balıkçılık teknelerinde denizcilerin başı, ağ yapım ve kullanımına hakim ve genellikle tekneyi kullanan kişinin (kaptanın) ünvanıdır.
REİS : Yelken gemicileri arasında birinci kaptan
REJENERASYON :Yenilenme.
RESİF : İskelet kalkerinden oluşan ve balık ve diğer canlılara karmaşık, değişken yaşamalan sunan yüzeye yakın duran kaya tepesi ya da kum yapı. 
RIHTIM : Gemilerin yük ve yolcu alıp vermeleri için sahile paralel ve bitişik olarak yapılan tesislerdir. Rıhtımlarda palamarların bağlanması için babalar, yüklerin alınıp verilmeleri için vinçler ve diğer yardımcı vasıtalar bulunur.
RODA : Kullanılmamış, açılmamış halde silindir şeklinde sarılı halat.
RO-RO YÜK GEMİSİ : Yükü bir rampa üzerinden tekerlekli araçlarla yüklenip boşaltılacak şekilde inşa edilmiş ticaret gemisi.
ROTA : Geminin gittiği yöndeki hat.
ROTA VERMEK : Gemiyi belli bir yöne çevirmek veya geminin takip edeceği yolu tespit edip, tavsiye etmek.
RÖMORKÖR : Limanlarda büyük gemilerin yanaşıp kalkma işlemlerinde yardımcı olan makine ve manevra gücü yüksek küçük teknelerdir. 
RÜZGAR : Atmosferdeki ısı değişimi sonucunda yer değiştiren havanın meydana getirdiği esinti. Estiği yönlere göre isim alırlar. 
RÜZGAR KUVVETİ : Rüzgarın bir saatlik sürati Bofor olarak gösterilir. 
RÜZGAR SÜRATİ : Rüzgarın bir saniyede kat ettiği mesafenin metre yönünden ifade edilmesi. Rüzgar sürati Anomometre ile ölçülür. 
RÜZGAR ÜSTÜ : Rüzgarın estiği yön. Rüzgarın geldiği yer/yön. 
RÜZGARALTI : Rüzgarın estiği yönün aksi. Rüzgarın gittiği yön/yer. 
RÜZGARALTINA BAYILMAK: Dalgalar etkisi ile geminin birdenbire rüzgar altına yatması.
RÜZGARI İĞNEDEN ALMAK : Rüzgarı tam pupadan alarak yapılan seyir.
RÜZGARIN KALMASI: Esen rüzgarın hafiflemesi.
RÜZGARLIK  : Açık köprüüstündeki personelin rüzgardan korunmaları için köprüüstünün etrafına yapılan içi boş ve kıvrıntılı saç kısım.
RÜZGARÖLÇER : Anemometre, Rüzgar hızını ölçmede kullanılan aygıt. 
RÜZGARÜSTÜNE BAYILMAK : Rüzgarın etkisi ile bir geminin birdenbire rüzgar üstüne yatması.
RÜZGARÜSTÜNE ÇIKMAK : Rüzgarın estiği yöne doğru seyrederek yükselmek.

 

www.fishingturk.com